2020 yılında hileli yollarla Türkiye’de 14, yurtdışında 19 bankayı 1.5 milyar TL (faiz hariç) dolandırdığı iddiasıyla gündeme gelen Haşmet Bedii Kürüm’e mahkemeden kötü haber. ‘’Borçlarımı gününde ödeyemeyeceğim’’ diyerek 2024 yılının başında Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’ne konkordato başvurusu yaptı. 19 Mart 2024 tarihinde üç ay süreyle ‘Geçici mühlet’’ kararı aldı. Ancak 4 Haziran 2024 tarihinde yapılan duruşmada mahkeme daha önce verdiği ‘Geçici mühlet’’ kararını kaldırdı.

İFLASA TABİ KİŞİ OLMADIĞINDAN….

En büyük 500 sanayi şirketi listesinde yer alan Kürüm Demir'in kurucusu Beşiktaş'ın eski yöneticilerinden olan Haşmet Bedii Kürüm, Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nden 19 Mart’ta 3 ay süreyle geçici mühlet aldı. Mahkeme kararında, ‘’Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının incelenmesi, başka bir deyişle davacının mali durumunun düzelmesinin mümkün olup olmadığı veya konkordato teklifinin tasdik şartlarının yerine gelip gelemeyeceğinin tespiti amacıyla alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak mahkememizce resen seçilen Özkan Yılmaz (Bağımsız Denetçi), Aslı Güvenilir (Serbest Muhasebeci), Koray Çevik (avukat)’in geçici komiser olarak atanmasına karar verilmiştir’’ denildi. Geçici Komiser olarak atanan uzmanların yaptıkları incelemeden sonra 4 Haziran 2024 tarihinde yapılan duruşmada ‘’Geçici mühlet’ kararı kaldırıldı. Alınan kararda şu ifadelere yer verildi; ‘’Davacı Haşmet Bedii Kürüm‘ün kesin mühlet talebinin İcra ve İflas Kanunu'nun 287. ila 292. maddesi uyarınca reddine, Davacı Haşmet Bedii Kürüm‘ün geçici mühletinin kaldırılmasına, Davacı Haşmet Bedii Kürüm iflasa tabi kişi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ilan olunur.’’

DOLANDIRICILIK OLAYLARIYLA GÜNDEME GELDİ

Sabah Gazetesi'nden Dilek Güngör imzasıyla, Haşmet Bedii Kürüm ile ilgili yayınlanan haberde özetle ‘’Türkiye bankacılık tarihinde filmleri aratmayacak bir vurgun ortaya çıktı. Son 10 yılda meydana gelen en büyük banka dolandırıcılığına Beşiktaş'ın eski yöneticilerinden Haşmet Bedii Kürüm imza attı. Şeytana bile pabucunu ters giydirecek nitelikteki vurgunla, Türkiye'de 14, yurtdışında 19 banka, muhasebe kayıtlarında, bilançolarda oynamalar yapıp, fiktif senetler düzenlenip, muvazaalı satışlarla dolandırıldı. Türkiye'deki ve yurtdışındaki bankalardan çekilen faiz hariç 1.5 milyar TL'lik para uçtu, gitti. Para transferleriyle şirketlerinin içini boşaltan Kürüm, mal varlıklarını da hileli yollarla eski çalışanlarına devrederek kaçırdı. Arnavutluk-İngiltere-Türkiye üçgeninde planlanan vurgunla ilgili Ziraat Bankası suç duyurusunda bulundu, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) inceleme başlattı’’ ifadelerine yer verilmişti.

"HER DÖRT FİRMADAN ÜÇÜ REDDEDİLİYOR"

Aynı zamanda eski İcra Müdürü de olan Avukat Mustafa Zafer, konkordato talebinde bulunan her dört firmadan üçünün reddedildiğini söyledi. Zafer, ‘’Bir şirket hakkında ticaret mahkemesi tarafından verilen konkordato kararı sonrasında borçlu şirkete ait hiçbir mal üzerine haciz konulamaz, bu mallar borçlu elinden alınamaz ve icra dairesi marifetiyle satılamaz. Kısacası konkordato kararı alan borçlu mahkemenin verdiği tedbir kararı süresince bir dokunulmazlık zırhına bürünmektedir. Konkordato, borcun ödenmesi amacıyla yapılan bir rızai sözleşmedir. Ancak ülkemizde konkordato süreçlerinin pozitif manada yürütüldüğünü söyleyebilmek ne yazık ki çok güç. Neredeyse konkordatoya başvuran her dört firmadan üçü hakkında ya talepler reddedilmekte ya da firmaların ne yazık ki iflasına karar verilmektedir’’

982 FİRMA BAŞVURDU

Avukat Mustafa Zafer, 2024 yılı Mayıs ayına kadar olan sürede 982 şirketin konkordato talebinde bulunularak ‘Geçici mühlet’ kararı aldığını söyledi. Zafer, ‘’ Kötü niyetli bir borçlunun talebi üzerine konkordato kararına hükmedilirse ticaret hayatı bu durumdan çok net bir şekilde zararlı çıkabilir. Zira borçlarını görünüşte yapılandırmak niyetiyle dava açıp tedbir alan borçlu hakkında yaklaşık iki yıl sonra verilebilecek bir iflas kararı sonrasına, borçlunun alacaklıları da ödeme aczine düşebilir ve bu durumda birçok masum şirketin batmasına neden olunabilir. Günün sonunda kötü niyetli borçlular tarafından alınan konkordato kararlarından sonra bu firma ile ticaret yapan binlerce işletme mağduriyet yaşayabilir, binlerce işçi işsiz kalabilir hatta yığınsal anlamda her geçen gün şiddetini arttıran ekonomik daralma sonrasında toplumsal anlamda çok büyük çöküşlerin yaşanmasına sebebiyet verilebilir’’ dedi.