İsmi Değişti, Hukuksuzluk Değişmedi

2020 yılında “Azur Resort & Spa” ismiyle faaliyete başlayan otel, işletme ruhsatı olmaması ve kaçak çalıştığının tespit edilmesi üzerine mühürlenerek kapatıldı. Ancak bu mühürleme, fiilen bir sonuç doğurmadı. Aynı yıl içerisinde otel, mühürlü olmasına rağmen TatilBudur gibi bilinen rezervasyon siteleri üzerinden satışa çıkarıldı. Bu da çok sayıda tatilcinin mağdur olmasına neden oldu.

Skandal bununla da sınırlı kalmadı. Otelin adı kısa süre sonra “Club Hotel Casa Ruza” olarak değiştirildi, aynı yapı üzerinde faaliyet sürmeye devam etti. Ardından icradan satılıp bankaya geçen tesis, bu kez “Simurg Halal Luxury Hotel” adıyla, “helal konseptli” tatil vaadiyle pazara sunuldu. Tesisin son olarak yine mühürlü olmasına rağmen faaliyetini sürdürdüğü ortaya çıktı.

 Yangın, Denetimi Getirdi; Mühürleme Bir Kez Daha Geldi

Geçtiğimiz haftalarda otelde çıkan yangın üzerine olay yerine giden Alanya Belediyesi zabıta ekipleri ve jandarma, otelin hala mühürlü olmasına rağmen aktif şekilde çalıştığını tespit etti. Bunun üzerine otel bir kez daha mühürlendi. Ancak bu mühür de uzun ömürlü olmadı.

Turizm FM’in ulaştığı otel yetkilileri, “birkaç günlük küçük bir problemden dolayı mühürleme yapıldığını, şu anda her şeyin yolunda olduğunu” söyledi. Üstelik bu açıklamayı, tesisin açık ve doluluk oranının yüksek olduğu bir zamanda yapmaları, skandalı daha da derinleştirdi.

 Bahri Şanlı’nın İsmi Dosyanın Merkezinde

Otelle ilgili en dikkat çekici ayrıntı, bu yapının arkasında bulunan ismin Bahri Şanlı olması. Kamuoyunda hem iş insanı hem de siyasetçi kimliğiyle tanınan Şanlı, uzun süredir yerel yönetimlerle olan bağlantıları ve bürokratik engelleri “aşma becerisi” ile gündeme geliyor.

Bölge halkı ve sosyal medyada tepkiler çığ gibi büyürken, “kaçak yapılaşmaya göz yuman sistemin çöküşü”, “siyaset-turizm ilişkilerinin yozlaşmış hali” ve “hukukun sadece kâğıt üzerinde kaldığı” yorumları gündeme geldi.

 Tepkiler Artıyor: “Biz Bu Ülkede Neye Güveneceğiz?”

Bölge sakinleri ve otel çevresindeki işletmeler, bu tarz kaçak ve ruhsatsız yapıların turizme ciddi zarar verdiğini belirterek yetkilileri göreve çağırdı. Sosyal medyada yüzlerce kullanıcı şu soruyu sordu:

“Defalarca mühürlenen bir yapı nasıl tekrar tekrar açılabiliyor? Yasalar sadece sıradan vatandaş için mi geçerli?”

 Turizmde Kara Leke, Hukukta Açık Delik

Bu olay, Türkiye’de özellikle turizm bölgelerinde yaygın olan “mühür kırma - isim değiştirerek faaliyet sürdürme” taktiğinin en çarpıcı örneklerinden biri. Uzmanlar, yasal boşlukların ve caydırıcı olmayan cezaların bu gibi kişilere adeta “cesaret verdiğini” ifade ediyor.

Bahri Şanlı’nın sahibi olduğu bu otel, kaçak yapılaşmaya karşı mücadelenin kağıt üzerinde kaldığını, idari zafiyetlerin nasıl bir sistem zaafına dönüştüğünü açıkça gösteriyor.

 Sonuç Yerine

Eğer bu olay karşısında ciddi bir soruşturma başlatılmaz ve otelin fiilen faaliyet göstermesi engellenmezse, bu durum Türkiye turizm sektöründe hem hukuki güvenlik hem de tüketici hakları açısından büyük bir çöküş anlamına gelecek.