Kendilerini “uzman” olarak tanıtan bu kişilerin, medya aracılığıyla kazandıkları güveni yatırım, emeklilik ve konut projeleri üzerinden rant elde etmek için kullandıkları iddia ediliyor.
Medyaradar’dan Ercan Öztürk’ün kaleme aldığı kapsamlı dosyada, televizyonlarda yıllardır izleyicilerin karşısına çıkan üç “tanıdık sima” mercek altına alındı:
Ufuk Tetik, Erhan Nacar ve Medet Anlı.
Bu isimlerin her biri, farklı kanallarda “uzman” kimliğiyle halkı bilgilendirme adı altında ekrana çıktı; fakat adliyelerde “dolandırıcılık”, “nitelikli güveni kötüye kullanma” ve “örgütlü suç” dosyalarıyla gündeme geldi.

Ufuk Tetik – “Emlak Uzmanı” Kılığında Ponzi Düzeni
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurularında adı sıkça geçen Ufuk Tetik, televizyon kanallarında “ekonomist” veya “emlak uzmanı” sıfatıyla sık sık konuk ediliyor.
Oysa savcılık dosyasında yer alan ifadeler oldukça ağır:
“Profesyonel pazarlamacı kimliğini kullanarak mağdurların güvenini kazanmış, örgütün varlığını teyit eden ses kayıtlarıyla bu güveni pekiştirmiştir. Bu suretle mağdurları sisteme dahil etmeye yönelik ikna faaliyetlerinde bulunmuştur.”
Dosyada, Tetik’in televizyonlarda uzman sıfatıyla görünerek yatırımcılar üzerinde güven oluşturduğu ve bu güveni Ponzi tipi sistemlere yeni kişiler kazandırmak için kullandığı belirtiliyor.
Tetik hakkında bu iddialar gündeme gelir gelmez, 14 Ekim’de haber çıkmasına rağmen, ertesi gün Habertürk ve Ekol TV ekranlarında “konut kiralama sistemleri ve rayiç değer artışı” üzerine konuştu.
Bu durum, “Hakkında dolandırıcılık davası olan biri nasıl hâlâ televizyona çıkabiliyor?” sorusunu yeniden gündeme getirdi.
Erhan Nacar – Bir Gün SGK Uzmanı, Ertesi Gün Astrolog!
Beyaz TV ekranlarında sıkça görülen Erhan Nacar, bazen “SGK uzmanı”, bazen de “astrolog” unvanıyla izleyicilerin karşısına çıkıyor.
Ancak Nacar hakkında açılan dosyalar, ekran imajından oldukça farklı bir tablo çiziyor.
İddiaya göre Nacar, özellikle Avrupa’daki gurbetçilerin erken emeklilik hayalini kullanarak, “Danışmanlık hizmeti” adı altında binlerce euro topladı.
Bazı mağdurlar tüm birikimlerini, bazıları ise kredi çekerek paralarını Nacar’a teslim etti.
Yalnızca bu dosyada 300’den fazla mağdur olduğu iddia ediliyor.
Kimi 17 bin, kimi 45 bin euro kaptırdı.
Haberlerde “Emeklilik vaadiyle televizyona çıktı, gören kandı!” başlıkları yer aldı.
Nacar’ın “danışmanlık” adı altında aldığı toplam paranın milyon euro seviyesine ulaştığı, ancak bu parayı kimlerle paylaştığının ise “sır” olarak kaldığı öne sürülüyor.
İronik olan ise: Aynı televizyonlar, hem Nacar’ı “uzman” olarak konuk etti, hem de sonrasında onun dolandırıcılık haberini yayımladı!
Medet Anlı – “Show TV’nin Emlak Uzmanı”, Sedat Peker İfşalarında Geçen İsim
Sedat Peker’in iddialarında da adı geçen Medet Anlı, bir dönem cezaevinde bulunmasına rağmen televizyonlarda “başarılı iş insanı” ya da “emlak uzmanı” olarak boy göstermeye devam etti.
Show TV, 2021’de yayınladığı bir haberde, artan inşaat maliyetleri üzerine Anlı’yı “uzman görüşü” için yayına aldı.
Ancak röportajın asıl amacının, Esenyurt’ta satışa sunulan dairelerin reklamını yapmak olduğu iddia edildi.
Anlı’nın “sıfır faizle konut satışı” kampanyasıyla onlarca kişiyi mağdur ettiği, milyonlarca liralık bir emlak vurgununa imza attığı öne sürülüyor.
Daha sonra Beyaz TV’de “Yaşama Dair” programında da “başarılı girişimci” olarak yer aldı.
Pandemi döneminde “krizden etkilenmedim” diyerek reklamına devam etti.
Bugün ise hakkındaki dosyalar, medya imajının tamamen bir “kalkan” olarak kullanıldığını gösteriyor.
Medya Neden Sorumlu?
Bu olaylar zinciri, Türkiye’de medyanın “uzman konuk” sistemindeki denetim eksikliğini açıkça ortaya koyuyor.
Televizyon kanalları, ekranlarına çıkardıkları kişilerin geçmişini sorgulamadan, reyting uğruna “uzman görünümüyle güven satıyor.”
Bu kişiler de ekran imajını kullanarak halkı, özellikle ekonomik zorluk yaşayan kesimleri hedef alıyor.
Gazeteci Ercan Öztürk yazısını şu cümleyle bitiriyor:
“Hepiniz, haklarında onlarca dava olan bu insanların televizyon kanallarına ‘uzman’ olarak nasıl çıktığını merak ediyorsunuz değil mi?
Tamamen duygusal sevgili okurlar, tamamen duygusal…”
“Uzman” Etiketinin Bedeli
Bu vakalar, Türkiye’de televizyonların etik denetim mekanizmalarının zayıflığını ve medyanın kamu güveni üzerindeki etkisini bir kez daha hatırlatıyor.
Ekranda gördüğümüz her “uzman”ın gerçekten alanında uzman olup olmadığını sorgulamak artık izleyicinin değil, medyanın sorumluluğu.
Ancak görünen o ki, bu sorumluluk uzun süredir rafa kaldırılmış durumda…



