“Giyilebilir sanat” yaklaşımıyla hazırlanan koleksiyon, hem tasarım dünyasından hem de cemiyet hayatından davetlilerden tam not aldı.
Doğada zaman içinde şekillenerek karadan denize, denizden karaya sürüklenen driftwood (doğal ağaç parçaları), koleksiyonun merkezinde yer aldı. Altın kakma tekniğiyle işlenen bu doğal formlar; zümrüt, pırlanta, elmas ve yakut gibi değerli taşlarla buluşarak benzersiz mücevherlere dönüştü. Her biri farklı doku ve forma sahip olan parçalar, tekrarı olmayan karakterleriyle klasik mücevher algısının ötesine geçti.
MÜCEVHERDEN ÖTE: GİYİLEBİLİR SANAT
AyShen Özkan Jewelry koleksiyonundaki her parça, doğal formun korunması esas alınarak yüksek ustalık gerektiren el işçiliğiyle hayata geçiriliyor. Geleneksel zanaat tekniklerinin çağdaş tasarım anlayışıyla birleşmesi, koleksiyonu yalnızca estetik bir mücevher değil, sanatsal bir deneyim haline getiriyor. Bu yaklaşım, markanın “takıdan sanat eserine” uzanan vizyonunu net biçimde ortaya koyuyor.
LANSMANDA ÖZEL DENEYİM
Markanın tasarım diliyle uyumlu, özel bir mekânda gerçekleşen lansman; el yapımı şarap tadımı ile davetlilere çok katmanlı bir deneyim sundu. Doğallık, zaman ve ustalık kavramları etrafında kurgulanan etkinlikte, mekânın kurucularından ve şarap üretimi konusunda uzman Nuri Badalov, tadımı yöneterek şarapların üretim süreçleri ve karakteristik özellikleri hakkında bilgiler paylaştı.
MARKA YOLCULUĞUNUN İLK ADIMI
AyShen Özkan Jewelry’nin entegre iletişim danışmanlığını yürüten Ebru Torun, bu lansmanın yalnızca bir koleksiyon tanıtımı olmadığını; disiplinli ve uzun soluklu bir marka yolculuğunun ilk adımı olduğunu vurguladı. Organizasyon sürecine sağlanan katkılar dolayısıyla Berna Mıçı’ya teşekkür edilirken, davette Seda Üren ile Moda Editörü Hakan Bahar başta olmak üzere tasarım, sanat ve cemiyet hayatından birçok isim bir araya geldi.
Doğanın izlerini lüks zanaatla harmanlayan AyShen Özkan Jewelry, daha ilk koleksiyonuyla mücevher dünyasında kendine özgü ve iddialı bir yer edineceğinin sinyallerini verdi.