Türkiye, son yılların en kapsamlı organize vergi kaçakçılığı operasyonlarından biriyle sarsıldı. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı koordinesinde yürütülen ve “Silici” kod adı verilen dev operasyon, Cumhuriyet tarihinin en büyük “Akaryakıta Bağlı Vergi Kaçakçılığı” soruşturması olarak kayıtlara geçti.
İstanbul, Ankara ve İzmir’in de aralarında bulunduğu 50 ilde eş zamanlı düzenlenen operasyonda, 220 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. İlk belirlemelere göre şüphelilerin son beş yılda devleti yaklaşık 15 milyar lira zarara uğrattıkları tespit edildi.
608 Milyon Litre Akaryakıt “Sistemde Silinmiş”
Soruşturma dosyasında yer alan bilgilere göre, şüpheliler Türkiye genelindeki akaryakıt istasyonlarında kullanılan otomasyon sistemlerine müdahale ederek satış verilerini sildi.
Yetkililer, sistemlerden tam 608 milyon litrelik akaryakıt satışının “kayda girmediğini” belirledi.
Silinen akaryakıtın piyasa değeri yaklaşık 3,6 milyar lira olarak hesaplanırken, bu miktarın 250 olimpik yüzme havuzunu dolduracak hacimde olduğu vurgulandı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şubesi ekipleri, operasyon kapsamında 30’u aşkın şüpheliyi İstanbul’da gözaltına aldı.
Tabela Giydirme Yöntemiyle Yasal Firmaların İsimleri Kullanılmış
Operasyonun en dikkat çekici bulgusu, şüphelilerin gerçekte var olan akaryakıt dağıtım firmalarının isimlerini “tabela” olarak kullanmaları oldu.
Emniyet kaynaklarından edinilen bilgilere göre, bazı zanlılar “yasal ve tanınmış firmaların” adlarını, ruhsatları farklı tüzel kişiliklere ait istasyonlara giydirerek sahte dağıtım zinciri oluşturdu.
Böylece, denetimlerde istasyonlar “yasal markalara bağlı” görünürken, gerçekte faturasız ve vergisiz yakıt dağıtımı yapıldı.
Yetkililer, tabelalarda yasal firma adlarının kullanıldığı, ancak lisanslarda farklı şirket isimlerinin bulunduğunu belirledi. Bu yöntemle hem lisanslı firmalar hem de bu firmaların ismini kullanan kaçak dağıtıcılar arasında karmaşık bir “görünmez ortaklık” ağı kuruldu.
İstanbul Emniyeti Şirketleri Tek Tek Deşifre Etti
Soruşturma kapsamında İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü tarafından yürütülen analizlerde, usulsüz dağıtım yapan şirketlerin “tabela eşleşmeleri” tek tek tespit edildi.
Emniyet kaynaklarından aktarılan bilgilere göre:
“Memoil” adıyla giydirilmiş bir Akaryakıt Dağıtım Şirketi tarafından Ünalan Kardeşler Petrolcülük Şirketi’ne,
“Lükss” ismiyle faaliyet gösteren Lüks Akaryakıt Dağıtım Şirketi tarafından Petrol Gıda Şirketi’ne,
“WellOil” ismiyle giydirilmiş Petrolcülük A.Ş. tarafından Hacım Petrol ve Otomotiv Şirketi’ne,
“Classpower” markasıyla görünen Akaryakıt Dağıtım Sanayi Şirketi tarafından Grup Otomotiv Şirketi’ne,
ve benzeri şekilde başka dağıtıcılar üzerinden farklı tüzel kimliklere usulsüz yakıt sevkiyatları yapıldığı belirlendi.
Bazı akaryakıt istasyonlarının, kullandıkları tabela markalarıyla hiçbir organik bağlarının bulunmadığı; buna rağmen o markaların lisans kodları üzerinden işlem yürüttükleri ortaya çıktı.
Yeni Bulgular: “Claspet”, “Bigtovn”, “Nipett” ve Diğerleri
Operasyonun ilerleyen safhasında, “tabela giydirme” yöntemiyle faaliyet yürüten yeni şirketler de deşifre edildi.
Emniyet kaynaklarına göre;
“Claspet” adıyla görünen Gaz ve Petrol Ürünleri Şirketi tarafından Clas Poverful Akaryakıt Şirketi’ne,
“Bigtovn” ismiyle faaliyet gösteren bir dağıtım firması tarafından Petrol Taşımacılık İnşaat Şirketi’ne,
“Nipett” adıyla giydirilmiş Petrolcülük Dağıtım Şirketi tarafından Enerji Akaryakıt Gıda İnşaat Şirketi’ne,
“Lifebet” ismiyle görünen bir şirket tarafından Akaryakıt, Tarım ve Hayvancılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne,
“Petrosped” adıyla faaliyet gösteren bir firma tarafından da Nezoil Akaryakıt Dağıtım Limited Şirketi’ne usulsüz yakıt dağıtımı yapıldığı tespit edildi.
Bu sistemin zincirleme biçimde yürütüldüğü, yasal firmaların isimlerinin hem dağıtıcılar hem de bayi düzeyinde izinsiz kullanıldığı belirtildi.
Mağdurlar Arasında Gerçek Firmalar da Var
Soruşturmanın genişlemesiyle birlikte, usulsüz akaryakıt dağıtımı yapılan şirketlerin de “mağdur” sıfatıyla şikayetçi oldukları öğrenildi.
Bazı yasal firmalar, isimlerinin ve marka logolarının habersiz biçimde kullanıldığını, reputasyonlarının zarar gördüğünü beyan etti.
Yazılıma “Oyun Sitesi” Kılıfı
Operasyonda ele geçirilen teknik deliller, kaçakçılığın boyutlarını gözler önüne serdi.
Şüphelilerin, akaryakıt satış verilerini silmek için geliştirdikleri özel yazılıma “oyun sitesi” görünümü verdikleri tespit edildi.
Bu sayede, bilgisayar sistemlerinde yapılan denetimlerde yazılım sıradan bir oyun uygulaması gibi görünüyordu.
Yazılım aracılığıyla, istasyonlardaki satış verileri otomasyon sistemlerinden siliniyor, silinen yakıtlar ise faturasız olarak taş ocağı, şantiye ve büyük sanayi işletmelerine satılıyordu.
Bu firmalar da aldıkları yakıtları “gider” olarak gösterip vergi iadesi alıyor, böylece hem alıcı hem satıcı taraf haksız kazanç sağlıyordu.
Dev Operasyonun Kapsamı: 242 Noktada Arama, 136 Bayi Mühürlendi
Operasyon kapsamında 170 akaryakıt istasyonu, 23 dağıtım firması, 3 otomasyon yazılım şirketi ve 49 teknik destek noktasında arama yapıldı.
Toplam 242 noktada yapılan aramalarda, çok sayıda bilgisayar, veri saklama cihazı ve sistem yedeğine el konuldu.
İlk etapta 136 bayinin mühürlendiği ve haklarında idari işlem başlatıldığı bildirildi.
Devleti 15 Milyar Lira Zarara Uğrattılar
Emniyet ve MASAK raporlarına göre, beş yıl boyunca sürdürülen bu zincirleme kaçakçılık faaliyetleriyle devletin uğradığı toplam vergi kaybı 15 milyar lirayı buldu.
Sadece “silinen” yakıt satışlarının piyasa karşılığı 3,6 milyar lira, buna bağlı vergi kaybı ise yaklaşık 7 milyar lira olarak tahmin ediliyor.
KOM ve MASAK Ortak Çalışması
KOM Daire Başkanlığı’nın yürüttüğü operasyon, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) koordinasyonunda teknik ve finansal analizlerle desteklendi.
Şüphelilerin dijital sistemleri manipüle etmek için kullandıkları yazılımın uluslararası bağlantılı bir ağ üzerinden güncellendiği ve Türkiye dışında bir sunucuya yedeklenmiş log kayıtları bulunduğu da ortaya çıkarıldı.
Dijital Çağda Akaryakıt Kaçakçılığı
“Silici” operasyonu, klasik akaryakıt kaçakçılığından farklı olarak dijital manipülasyon ve sistemsel sahteciliğe dayanan yeni bir yöntem ortaya koydu.
Yasal görünen markalar, lisanslı tabelalar ve görünüşte düzgün raporlanan sistemler altında işleyen bu yapı, Türkiye’de vergi kaybının ulaştığı boyutları bir kez daha gözler önüne serdi.
Emniyet kaynakları, operasyonun ikinci dalgasında yazılım firmaları, lisans sahipleri ve bağlantılı finans danışmanlarının da gözaltına alınabileceğini belirtiyor.