Ancak Çakır’ın kamuoyuyla paylaştığı metin, sıradan bir “veda”dan çok daha fazlasını içeriyor.
Çakır’ın açıklaması, TMSF devri sonrası Habertürk’te yaşanan derin güç mücadelesini, kadro tasfiyelerini ve perde arkasındaki organize yapıları işaret eden güçlü mesajlar barındırıyor.
“Organize bir yapı” vurgusu dikkat çekti
Fevzi Çakır’ın istifa metninde en çarpıcı bölüm, yaklaşık 1,5 yıl süren “organize bir yapı” ile mücadele ettiğini açıkça dile getirmesi oldu. Bu ifade, yalnızca kişisel bir gerilim değil; medya içinde kurulan, kurum dışına taşan ve gazetecilik ilkeleriyle bağdaşmayan bir yapılanmaya işaret ediyor.
Çakır’ın,
“Kurumumuz dışında da uzantıları bulunan organize bir yapı karşısında yoğun ve yıpratıcı bir mücadele verdim”
sözleri, Habertürk’te yaşananların basit bir yönetim değişikliği olmadığını gözler önüne seriyor.
TMSF sonrası “uyum” söylemi, fiili tasfiye
Resmi anlatı her zamanki gibi “organizasyonel yapılanma” ve “ekip tercihi” kavramları üzerinden kurulsa da, Çakır’ın açıklaması uyum görüntüsü altında yürütülen bir tasfiye sürecini işaret ediyor.
13 yıl boyunca Ankara gibi kritik bir merkezde görev yapan bir gazetecinin, yeni dönemde “herhangi bir görev talebim olmadı” demek zorunda kalması, medyada deneyimin değil sadakatin ölçü alındığını bir kez daha gösteriyor.
“Makamlarla var olmadım” cümlesi boşuna değil
Fevzi Çakır’ın,
“Bu meslekte makamlarla var olmadım”
ifadesi, bugünün medya düzenine yöneltilmiş açık bir eleştiridir.
Bu sözler;
– iktidar merkezli gazeteciliğe,
– kurumsal değil kişisel güç ilişkilerine,
– meslek ahlakı yerine politik uyuma dayalı kadrolaşmaya
karşı net bir duruş niteliği taşıyor.
Habertürk’te giden sadece bir gazeteci değil
Bu istifa, tekil bir isimden ibaret değil. Habertürk’te gazeteciliğin kurumsal hafızasının adım adım tasfiye edildiğinin yeni bir halkası.
Çakır’ın “üzgünüm ama böyle bir sonucu onlar için dahi istemezdim” sözleri ise, yaşananların sonunda kimsenin kazanmadığı, ama en çok da gazeteciliğin kaybettiği bir tabloyu tarif ediyor.
Sonuç: Bu bir istifa değil, kayıttır
Fevzi Çakır’ın açıklaması bir istifa metni değil;
Türkiye’de ana akım medyanın hangi güçler tarafından, nasıl dönüştürüldüğüne dair tutanak niteliğinde bir kayıttır.
Ve bu kayıt, bugün görmezden gelinse bile, yarın medya tarihine “sessiz tasfiyeler dönemi”nin açık belgesi olarak geçecektir.
