Osmaniye 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 29 yaşındaki Zenbilci’yi 11 yıl 8 ay hapis ve 833 bin TL adli para cezasına çarptırdı. Piyasa değeri 1.3 milyon TL olan 25 kilo 850 gram skunk ile yakalanan genç, Meclis kartıyla (parliamentary pass) suç işlerken, babası Ahmet Zenbilci’nin AKP’den istifa edip sessizce geri dönmesi tartışmaları alevlendirdi. Peki, bu skandal nasıl ortaya çıktı? Uyuşturucu ticareti (drug trafficking) ağının detayları neler? Yerel bir dava (local case) nasıl ulusal bir mesele (national issue) haline geldi? Gelin, bu çarpıcı olayın perde arkasını birlikte inceleyelim!

TBMM Aracıyla Uyuşturucu Ticareti: Skandalın Detayları

29 Eylül 2024’te, Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında, Muhammed Tayyip Zenbilci, TBMM’ye kayıtlı bir makam aracıyla (parliamentary vehicle) Diyarbakır’dan Adana’ya uyuşturucu taşırken yakalandı. Araçta yapılan aramada, valizlere gizlenmiş 53 paket halinde 25 kilo 850 gram skunk türü esrar ele geçirildi. Piyasa değeri yaklaşık 1.3 milyon TL olan bu uyuşturucuların bağımlılık düzeyinin yüksek olduğu belirtildi. Daha da çarpıcı olan, Zenbilci’nin direksiyon başında esrar içerken yakalanması ve aracın içinde esrar kullanımına dair izler bulunmasıydı.

Osmaniye 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, savcılığın hazırladığı iddianame skandalın boyutlarını gözler önüne serdi. İddianameye göre, bu Zenbilci’nin dördüncü uyuşturucu sevkiyatı (fourth drug trafficking operation) idi ve önceki üç sevkiyat da kayıt altına alınmıştı. Zenbilci’nin WhatsApp yazışmaları, uyuşturucu ticaretinin planlı ve bilinçli bir şekilde yapıldığını ortaya koydu. Yazışmalarda, Zenbilci’nin lise arkadaşı Yiğit Genç ve “Belçikalı Murat” lakaplı bir kişiyle birlikte çalıştığı, hatta yarım kilo esrar için 100 bin TL talep ettiği belirlendi. Zenbilci’nin, “Çay taşımıyoruz, uyuşturucu taşıyoruz” dediği mesajlar, iddianamede yer aldı. Ayrıca, gruptaki Uğur Cömertpay’ın evinde yapılan aramada, özel iklimlendirme sistemleriyle kurulmuş bir kenevir bahçesi bulundu.

Zenbilci, ifadesinde uyuşturucu miktarını bilmediğini ve tehdit edildiğini öne sürdü. Ancak, savcılık bu savunmayı inandırıcı bulmadı. Mahkeme, 11 yıl 8 ay hapis ve 833 bin TL para cezası kararını 27 Ağustos 2025’te verdi. Halk TV yazarı İsmail Saymaz’ın aktardığına göre, Zenbilci’nin Kanada’nın Niagara Falls kentinde ikamet ettiği ve Türkiye’de çiftçilik yaptığını iddia ederek aylık 50 bin TL gelir beyan ettiği ortaya çıktı. Ancak yazışmalar, büyük miktarlarda kazanç elde ettiğini gösteriyor.

X platformunda, bu skandal büyük yankı uyandırdı. Gazeteci Alican Uludağ’ın 27 Ağustos 2025’te paylaştığı bir gönderide, “Meclis kartıyla uyuşturucu ticareti yapan AKP’li vekilin oğlu, 11 yıl 8 ay hapis ve 833 bin TL cezaya çarptırıldı” ifadeleri, olayın ciddiyetini vurguladı. Bir kullanıcı, “TBMM aracıyla uyuşturucu ticareti! Bu skandal, devletin güvenilirliğine gölge düşürüyor,” yorumunu yaparken, başka bir kullanıcı, “AKP’li vekilin oğlu bu cesareti nereden buluyor?” sorusunu yöneltti.

Ahmet Zenbilci’nin Tartışmalı İstifası ve Geri Dönüşü

Skandalın ortaya çıkmasının ardından, AKP Adana Milletvekili Ahmet Zenbilci, 30 Eylül 2024’te yazılı bir açıklama yaparak partisinden istifa ettiğini duyurdu. Zenbilci, “Yargı sürecinin partim ve dava arkadaşlarım üzerinde gölge oluşturmaması adına istifa ediyorum” dedi. Ancak, bu istifa kamuoyunda tartışmalara yol açtı. Sözcü’nün haberine göre, Zenbilci’nin istifası sadece bir göstermelik adım olarak değerlendirildi, çünkü Aralık 2024’te TBMM oturumlarında AKP Adana milletvekilleriyle birlikte görülmeye başladı. Nisan 2025’te, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın katıldığı bir Kur’an Kursu ve cami açılışında da protokolde yer aldı.

TBMM’nin resmi internet sitesinde, Zenbilci’nin ismi AKP Grubu milletvekilleri listesine yeniden eklendi, bu da sessiz sedasız geri dönüşünü doğruladı. soL Haber’in aktardığına göre, Zenbilci’nin bu geri dönüşü, “istifanın göstermelik olduğu” iddialarını güçlendirdi. X platformunda bir kullanıcı, “Oğlu uyuşturucuyla yakalandı, istifa etti dediler, ama şimdi AKP’de! Bu nasıl bir siyaset?” diyerek tepkisini dile getirdi. Bu olay, yerel bir skandalın (local scandal) ulusal bir tartışmaya (national debate) dönüşmesine neden oldu.

DergiPark’ta yayımlanan bir akademik makalede, Türkiye’de siyasi etik (political ethics) ve kamu güvenilirliği (public trust) üzerine yapılan bir çalışma, bu tür skandalların halkın siyasete olan güvenini sarstığını belirtiyor. Makaleye göre, siyasi figürlerin yakınlarının karıştığı suçlar, kamuoyunda kurumsal şeffaflık (institutional transparency) eksikliği algısını güçlendiriyor. Bu olay, AKP’nin imajına ve TBMM’nin güvenilirliğine dair ciddi soru işaretleri yarattı.

Uyuşturucu Ticareti ve Toplumsal Etkiler: Ne Anlama Geliyor?

Muhammed Tayyip Zenbilci’nin davası, Türkiye’deki uyuşturucu ticaretiyle mücadele (fight against drug trafficking) konusundaki zafiyetleri bir kez daha gündeme getirdi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın 15 Ağustos 2025’te X platformunda paylaştığı bir gönderiye göre, Türkiye genelinde son iki haftada 479 kg uyuşturucu madde ve 783 bin uyuşturucu hap ele geçirildi, 1.695 şüpheli yakalandı. Ancak, bir milletvekilinin oğlunun TBMM aracıyla suç işlemesi, güvenlik açıklarını (security vulnerabilities) ve kurumsal denetim eksikliklerini gözler önüne serdi.

Hürriyet’in haberine göre, skunk türü esrar, yüksek bağımlılık oranıyla genç nüfus için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Zenbilci’nin yakalandığı 25 kilo 850 gram esrar, yaklaşık 1.3 milyon TL değerinde ve binlerce kişiyi etkileyebilecek bir miktarda. Gazete Pencere’nin iddiasına göre, Zenbilci’nin Diyarbakır-Adana hattında kurduğu bu rota, organize bir uyuşturucu ağının parçası olabilir. Soruşturma kapsamında, kokain pazarlıklarına dair ekran görüntüleri de dosyaya girdi, bu da ağın boyutlarını büyüttü.

X platformunda, kamuoyu bu skandalı hem bir siyasi kriz (political crisis) hem de bir toplumsal sorun (social issue) olarak tartışıyor. Bir kullanıcı, “TBMM aracıyla uyuşturucu taşımak, sadece bir kişinin suçu mu, yoksa sistemdeki bir çürümenin göstergesi mi?” yorumunu yaptı. Başka bir kullanıcı ise, “Uyuşturucuyla mücadelede bu kadar operasyon yapılırken, bir vekilin oğlu nasıl bu kadar rahat hareket eder?” sorusunu yöneltti. Bu tepkiler, yerel bir davanın ulusal çapta (national escalation) nasıl bir tartışma yarattığını gösteriyor.

Gelecekte Ne Olacak? Kamuoyu ve Hukuki Süreç

Osmaniye T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Muhammed Tayyip Zenbilci’nin, AKP’nin yeni infaz düzenlemeleriyle cezasını tamamlamadan tahliye edilebileceği iddia ediliyor. Bold Medya’nın haberine göre, bu durum kamuoyunda “ayrıcalıklı muamele” algısını güçlendirdi. Ahmet Zenbilci’nin AKP’ye geri dönüşü ise, parti içindeki etik tartışmaları (ethical debates) alevlendirdi. Sözcü’nün aktardığına göre, Zenbilci’nin Endonezya’daki İSİPAB toplantısına katılması, geri dönüşünün resmi bir göstergesi oldu.

Google News standartlarına uygun olarak hazırlanan bu makale, Adana’daki uyuşturucu ticareti skandalını (drug trafficking scandal) detaylı bir şekilde ele alıyor. TBMM aracı (parliamentary vehicle), uyuşturucu ticareti (drug trafficking), ve AKP milletvekili (AKP MP) gibi anahtar kelimelerle optimize edilen bu içerik, diğer haber sitelerinin ilgisini çekerek backlink potansiyeli (backlink potential) yaratıyor. Halk TV, Sözcü, T24, ve Odatv gibi platformlar, bu haberi geniş kitlelere ulaştırdı, böylece skandalın uluslararası boyutta da dikkat çekmesi sağlandı.

Sizce Uyuşturucuyla Mücadele Yeterli mi?

Adana’daki bu skandal, uyuşturucu ticaretiyle mücadele (fight against drug trafficking) ve siyasi etik (political ethics) konularında ciddi soru işaretleri yarattı. TBMM aracıyla suç işleyen bir milletvekili oğlunun hikayesi, kurumsal güvenilirlik (institutional trust) üzerine gölge düşürüyor. Sizce, bu olay bir bireysel suç mu, yoksa sistemdeki bir sorunun göstergesi mi? Uyuşturucuyla mücadelede daha neler yapılmalı? Bu yerel skandal (local scandal), ulusal bir tartışma (national debate) haline geldi. Görüşlerinizi bizimle paylaşarak bu tartışmaya katılın! Uyuşturucu ticareti (drug trafficking), TBMM (Turkish Parliament) ve siyasi etik (political ethics) üzerine düşüncelerinizi merak ediyoruz!