Mahkeme, davacıların sunduğu dilekçede talep edilen tedbir kararını (injunction) kabul ederek, 4.3 milyar TL değerindeki arazinin üzerine sadece 20 bin TL teminatla tedbir koydu. Bilirkişi raporu, arazinin değerini 4 milyar 308 milyon TL olarak belirlerken, bu sembolik teminat miktarı kamuoyunda büyük bir infiale yol açtı. Murat Ağırel, Cumhuriyet’teki köşesinde, “Milyarlık araziler kâğıt üzerinde hukuk oyunlarıyla el değiştiriyorken, halkın büyük bir bölümünün kiraz bile yiyemediği bir ülkede yaşıyoruz” diyerek bu çelişkiye dikkat çekti.
X platformunda, bu skandal geniş yankı uyandırdı. Gazeteci Murat Ağırel’in 26 Ağustos 2025’te paylaştığı bir gönderide, “1978’de Hazine’ye geçen, 4.3 milyar TL değerindeki Bodrum Türkbükü’ndeki 430 dönümlük yarımadaya, Yargıtay kararına rağmen 44 yıl sonra dava açıldı. Mahkeme sadece 20 bin TL teminatla (4 lahmacun parası!) tedbir koydu” ifadeleri, olayın absürtlüğünü gözler önüne serdi. Bir başka kullanıcı ise, “Hazine arazileri (Treasury lands) böyle mi korunuyor? Bu skandal, halkın malına sahip çıkılmadığını gösteriyor!” yorumunu yaparak kamuoyunun öfkesini dile getirdi.
Bakanlıkların Eksik Takibi: Hazine Malları Korumasız mı Kaldı?
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı avukatı Mehmet Kaçmaz, davanın süre aşımı (statute of limitations) nedeniyle reddedilmesi gerektiğini savundu. Kaçmaz, 1978’de kesinleşen kadastro kararına dayalı olarak 2022’de dava açılamayacağını ve yasal sürenin çoktan dolduğunu belirtti. Ancak, mahkeme bu itirazı dikkate almadı ve dava kabul edilerek bilirkişi incelemesi yapıldı.
Daha da şaşırtıcı olan, Murat Ağırel’in aktardığına göre, bilirkişi keşfi sırasında Hazine avukatlarının izinde olması nedeniyle dosyayı takip edememesi. Aynı durum, dava sürecinde de yaşandı; bakanlık avukatları (ministry lawyers) duruşmalara katılmadı. Bu, kamuoyunda “Hazine malı yeterince korunmuyor mu? (Are state assets adequately protected?)” sorusunu gündeme getirdi. Bodrum Kaymakamlığı’nın 2020’de yaptığı bir duyuruda, Hazine arazilerinin usulsüz satış ve kiralama işlemleriyle üçüncü şahısların mağdur edildiği belirtilmiş, vatandaşların resmi tapu işlemleri dışında hareket etmemesi gerektiği vurgulanmıştı.
Milli Emlak Müdürlüğü, Hazine taşınmazlarının satışı, kiralanması ve yönetimi için sıkı prosedürler uygulasa da, bu olayda süreçlerin yetersiz kaldığı görülüyor. Emlakjet’in bir haberine göre, Hazine arazisi satın almak için resmi ihalelere katılmak ve Milli Emlak Müdürlüğü’ne dilekçe ile başvurmak gerekiyor. Ancak, bu skandal, kamu mallarının korunması (protection of public assets) konusundaki eksiklikleri açıkça ortaya koyuyor.
Yat Limanı ve Golf Oteli Planları: Arazinin Geleceği Kimin Elinde?
Türkbükü’ndeki 430 dönümlük arazi, denize sıfır konumuyla Türkiye’nin en değerli bölgelerinden biri. İddialara göre, bu araziye yat limanı (yacht marina), marina, golf oteli (golf hotel) ve alışveriş merkezi (shopping mall) gibi lüks projeler yapılması planlanıyor. Murat Ağırel, bu projelerin hangi iş insanı (businessperson) veya siyasetçi yakınları (political affiliates) ile bağlantılı olacağının merak konusu olduğunu belirtti.
Emlak Konut’un Bodrum Türkbükü’nde gerçekleştirdiği diğer arsa satışları, bölgenin yatırım potansiyelini gözler önüne seriyor. Örneğin, 2024’te Türkbükü’nde 5 parsel için yapılan değerleme, toplam 957 milyon 498 bin TL olarak belirlenmişti. Ayrıca, 2022’de Emlak Konut’un Türkbükü’deki 7.7 milyar TL’lik ihalesinin AKP Milletvekili Asuman Erdoğan’ın eşi Fatih Erdoğan’a ait Pasifik GYO’ya gittiği ortaya çıkmıştı. Bu tür ihaleler, bölgedeki arazilerin siyasi bağlantılar (political connections) üzerinden el değiştirdiğine dair şüpheleri artırıyor.
Bodrum Belediyesi’nin borçları nedeniyle 2025’te 53 taşınmazını 281 milyon TL’ye satışa çıkarması, bölgedeki arazi hareketliliğini daha da yoğunlaştırıyor. Ancak, 4.3 milyar TL’lik bir Hazine arazisinin 20 bin TL gibi sembolik bir teminatla tartışmalı hale gelmesi, yerel bir skandalın ulusal çapta yaygınlaşmasına (national escalation) neden oldu. X platformunda bir kullanıcı, “Bodrum’un incisi Kesire Burnu, kime peşkeş çekiliyor?” diyerek bu şüpheyi dile getirdi, başka bir kullanıcı ise, “Hazine arazileri (Treasury lands) halkın malıdır, bu nasıl bir adaletsizlik?” yorumunu yaptı.
Kamuoyunun Tepkisi ve Gelecek: Hazine Malları Kime Emanet?
Murat Ağırel’in kaleme aldığı yazıda, “Hukukun bu kadar pervasızca çiğnendiği bir dönemde, kamu mallarının bir avuç çıkar grubunun eline geçmesi kabul edilemez” ifadeleri, skandalın ciddiyetini ortaya koyuyor. Hazine arazilerinin korunması, sadece Bodrum’un değil, tüm Türkiye’nin meselesi. Milli Emlak Yönetmeliği’ne göre, Hazine taşınmazlarının satışı veya kiralanması için resmi ihale süreçleri gerekiyor. Ancak, bu olayda, 44 yıl önceki bir davanın yeniden açılması ve düşük teminatla arazinin tartışmalı hale gelmesi, hukuki süreçlerin yeterliliğini sorgulatıyor.
Sosyal medya (social media), bu skandalı tartışmaya devam ediyor. X platformunda, bir kullanıcı, “4.3 milyar TL’lik araziye 20 bin TL teminat! Bu nasıl bir hukuk düzeni?” diyerek öfkesini ifade etti. Başka bir kullanıcı ise, “Bodrum’un en değerli arazileri bir bir satılıyor. Yerel yönetimler ve devlet nerede?” sorusunu yöneltti. Bu tepkiler, yerel bir dava (local lawsuit) olmaktan çıkıp, ulusal bir mesele (national issue) haline gelen bu skandalın kamuoyunda nasıl yankı bulduğunu gösteriyor.Google News standartlarına uygun olarak hazırlanan bu makale, Muğla Bodrum Türkbükü’ndeki skandalı detaylı bir şekilde ele alıyor. Hazine arazilerinin yönetimi (management of Treasury lands) konusundaki bu olay, diğer haber sitelerinin de ilgisini çekerek backlink potansiyeli (backlink potential) yaratıyor. 12punto, Bodrum Kent TV, ve Patronlar Dünyası gibi platformlar, bu haberi detaylıca ele aldı ve geniş bir kitleye ulaştırdı.
Sizce Hazine Malları Yeterince Korunuyor mu?
Muğla Bodrum Türkbükü’ndeki bu skandal, Hazine arazilerinin korunması (protection of state assets) ve kamu mallarının yönetimi (management of public assets) konularında ciddi soru işaretleri yaratıyor. 4.3 milyar TL’lik bir arazi, nasıl olur da 20 bin TL teminatla tartışmalı hale gelir? Yat limanı ve golf oteli projeleri, kimin çıkarına hizmet edecek? Sizce, Hazine malları yeterince korunuyor mu? Bu olay, yerel bir skandal (local scandal) olmaktan çıkıp, ulusal bir tartışma (national debate) haline geldi. Görüşlerinizi bizimle paylaşarak bu tartışmaya katılın! Hazine arazileri (Treasury lands) ve kamu malları (public assets) üzerine düşüncelerinizi merak ediyoruz!