“Anı mühendisliği” mümkün mü?

featured
service

Bu hafta yaptığım okumalarda, kötü anıların beyinde oluşturduğu döngünün, bir ışıkla aktive edilip, baskılanabileceğinin mümkün olduğunu gösteren bir araştırmaya denk geldim.

Sadegh Nabavi ve ekibi tarafından yürütülen bu araştırma 2014 yılında Nature dergisinde yayımlanmış. Makalenin başlığında ‘Anı Mühendisliği’ tanımı geçiyor. Bu tanıma bayıldım! Umarım ileride insan üzerinde de mümkün olabilir ve post travmatik stres bozukluğu yaşayan birçok kişinin hayatı cehennem olmaktan çıkar.

Araştırmayı size anlatmadan önce, beynimizde yeni bir anı oluşurken ne tür basamaklardan geçtiğini en sade dille anlatmaya çalışacağım. Alan uzmanı profesyonellerden de tek ricam bana ‘makalenin bağlantısını bize iletebilir misiniz?’ demeden önce (evet inanamazsınız ama her yazım yayımlandığında en az 10-15 profesyonelden bu mesajı alıyorum.) bir-iki tıkla internetten araştırmanız. Yazar adı, dergi adı ve yayımlandığı yıl bilinen çalışmalara az-biraz çaba ile ulaşılabiliyor. Benim için makalelerin bağlantısını vermek en kolay şey. Ama alana ilgi duyan profesyonellerin, bu ufacık eforu bile sarf etmek istememeleri, ilerlemek istedikleri alanı tekrar gözden geçirmeleri için bir sebep bence.

Nöroplastisite yani beynin kendini yenilemesi/geliştirmesi yollarından birisi sinaptik plastisite-sinaptogenezis denilen, sinapslarda (nöronlar arasındaki bağlantı noktaları) meydana gelen değişikliklerdir. Nöronların birbiri ile haberleşmesinde sinapsların rolü büyüktür. Çünkü aradaki bağlantıyı sağlayan onlardır. Sinapslar nöronlar arasındaki iletişimi artırmayı LTP (long-term potentiation) adı verilen süreç ile yaparlar. Bunun tam tersi de LTD’dir (long-term depression). Sinapslar arası iletişimi azaltan bir süreçtir bu. Şöyle düşünün; beynimiz bir fonksiyonu gerçekleştirirken bazı nöronların aktive olması, bazılarının aktivasyonunun azalması gerekir. İşte bu ayarı LTP ve LDP ile sağlarlar.

Gelelim hafızanın ana merkezi hipokampusta durumların nasıl olduğuna. Hafıza ve öğrenmede LTP’nin büyük rolü olduğu gösterildi.

Yeni bir anı oluşturulduğunda hipokampustaki ilgili nöronlarda sinaptik transmisyon (sinapsların bir nörondan diğer nörona haberi geçirme gücü ve hızı) LTP ile sağlanıyor. İlgili nöronlar ateşleniyor, LTP ile uzun süre aktif kalıp öğrenme sağlanıyor ve yeni bir öğrenme ağı (her anı için böyle bir ağ vardır. Beyninizi kütüphane rafları gibi düşünün. Her bir kitabı da raflara dizilmiş anılarınız-işte bu öğrenme ağları- gibi düşünün) oluşuyor.

Yeni yapılan çalışmada farelerin beynine optogenetik yöntemler kullanılarak yeni bir anı oluştuğunda kurulan ağ görülebilir hale getirilmiş. Optogenetik, nörobilim araştırmalarında ilgili beyin hücrelerini takip ve kontrol edebilmek için ışığa duyarlı proteinler üreten bir genin dışarıdan verilmesini sağlıyor.

Farelerde korku duygusunu uyandıran bir anı için bu yapılmış. Oluşan yeni anı ağının ışığa duyarlı olmasından dolayı, başka bir zamanda lazerle aktive edilen bölgenin anıyı tetiklediği, hayvanın korku hissettiği gözlenmiş. Bu yöntemin aynı şekilde kötü anıların inaktive edilmesi veya yerine iyi anıların aktive edilmesinin sağlanabileceği düşünülüyor.

Yapılan başka bir araştırmada da farelerin yeni bir anı oluştururken LTP sürecinin engellenmesi ile anının silinmesi sağlanmıştı.

Tabi bunlar şu an için uygulanabilir şeyler değil. Fakat ileride LTP ve LDP süreçlerinin yönetilerek bir anı mühendisliği hizmeti olabilir mi gibi gerçekçi bir bilim kurgu senaryosu kafamda canlanmıyor değil…

DR. SEVDA SARIKAYA / AKŞAM GAZETESİ

“Anı mühendisliği” mümkün mü?