Bugün çok saygı duyduğum bir büyüğümle de aynı konu üzerinde uzun uzun fikir alışverişi yaşadık.Maalesef bu olay toplumun tüm birimlerine nüf uz etmiş vaziyette,daha da kötüsü bu durumu düzeltmesi için tayin ettiğimiz,vergilerini,sigaralarını,yediğimiz içtiğimiz her alışveriş te ödediğimiz vergilerini sayesinde maaş alan ve özellikle bu iş için görevi kabul etmiş tüm devlet görevlileri koca koca insanlar,hakimler savcılar,polisler,milletvekilleri,yöneticiler,bürokratlar,belediye başkanları,...falan filan...
 Peki konu ne ?
Konu toplum normları ile doğrular,hayır hayır,oraya birisi bir laf uydurmuş;
Herkesin doğrusu kendine göredir diye,bunun üzerine tüm doğrulardan kişisel eğriler hatta parabolün, daha da kötüsü çemberler üretilmiş,herkes gömmüş kafasını bir kuma,ben ben ben ...
40 metre ile ne buldu depolamış basmış içine.
Bugün buradan sadece kendi bağırsağını düşünen ;
Başta "aydınlar,hukukuna,hakimler savcılar,koca koca devlet görevlilerinden başlayıp,
Aşçı ,temizlik görevlisi ,işçi,topçu,popçu,dilenci,mühendis,doktoru,hemşire si...
Tüm herkese ,ama en başta şahsıma sesleniyorum!!!
 Yanlışın yandaşı çoğalınca doğru olmuyor arkadaşlar!!
Sadece çoğunluğun tamamını kanıksamış, birsürü yanlış insan oluyor.
Eminim siz de biliyorsunuz yanlış olduğunu!!!
İçinizde,yüreğinizin köşesinde biryerlerde ,cılız da olsa bir ses,tıpkı rahmetli Doğan CÜCELOĞLU'nun kitabında bahsettiği içimizdeki çocuk gibi biri,size yanlış yapıyorsun ,yanlış yapıyorsun ,yapma ,yapma ...diye bağırmakta.
Gelin görün ki şahsi çıkarlarımız diyeyim ben siz toto korkusu koyun adını,
Beni öldürürler,buradan sürerler,toplumdan dışlarlar, yalnızlaştırırlar,çocuklarımla tehdit ederler...gibi sözde gerekçeler ile tüm yanlışları,yanındakilere,sayılarına,memleketlerine,nüfuzlarına,cüzdanlarına, maddi manevi  çıkarlarınızı hesap yaparak,gerek medya gücü,gerek mahalle baskısı,gerek kendi nüfusunuzu kullanmak şartıyla,beyninizi,ruhunuzu varlığınızı ideallerinizi,makamlarınızı,markalarınızı, vatanınızı, toprqklarınızı, onurunuzu,...(tüm varolma amacınızı diye toparlayayım ki öfkelendiğimi hissediyorum)satmak pahasına yanlışın safına geçerek ,bu ülkeye hizmet etmek şöyle dursun ,sayısını bilemediğimiz vatan düşmanları ve hainlerinden ne farkınız kaldı?diye sormak istiyorum hepimize.
Bu duruma bizi sevk eden ,sözüm ona sözde ata sözlerini ,bize sizin atasözüdür diye yutturanlara kızmamak lazım.sonuç olarak onların bizimle ,savaş gücümüzle, imanımızla, Kur anımızla dertleri ortada.
Onlar bir düşman olarak en iyi şekilde çalışmaktalar.
Anlaşılmayan taraf bu oyuna gelen bizden ve veya bizim gibi görünen,bizimle yaşayıp ,bizimle çay içen,soframızdan beslenen,devşirilmiş,ego eksikliğini üzerimizde tepinerek gidermeye çalışan,güçlüyse haklıdır diyerek,hasbelkader elde ettiği makam ve ayrıcalık lara yaslanarak,şakşakçılık yapan yalaka 'bit yavrularından 've onların totolarını kurtarmakla kendini mükellef göreve atamış ,kiralık,hayır sahibinden kiralık,lakin iş bitiminde satılacak,özel donanımlı'YIKIM EKİBİ' nin zavallılık psikolojisi ve sonuçlarıdır.
İlgili atasözlerine birkaç örnekle işaret etmek isterim;
 Her doğru her yerde söylenmez(bence her doğru tam yerinde söylenir olmalı)
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın(ama düşmanımla birlikte denmeli)
Dinsizin hakkından imansız gelir(bırakın  bir birlerini yesinler,lakin teyakkuz halinde kalın denmeli)....gibi gibi.
  Ey millet unutmayınız..
Dünya hayatı boyunca elde edileceğini her kazanım burada kalıp,çocularınızı kardeşçil değil,kalleşçil insanlar haline dönüştürecek. 
O sebeple yanlışa yandaş olup ,bir yanlışın suç ortağı olarak ,sürü psikolojisi ile kabul görmekten ise ,bir KURT GİBİ SAVAŞIP,YALNIZ ÖLMEK UĞRUNA,
DOĞRULARI HAYKIRMAKTAN VE MÜCADELE VERMEKTEN VE SON NEFESTE DAHİ KAĞITPEREST OLMAK YERİNE 
BİR KAHRAMAN OLARAK ÖLMEK PAHASINA
DİLİNİZ SADECE,VİJDANINIZ SADECE, SİZE BAHŞEDİLEN AKIL SADECE VE SADECE DOĞRUYU SAVUNSUN Kİ,
BİZLER DE VE YENİ NESİLLER DE SİZLERİ ANARKEN 
ANILARINIZI DİLLENDİRSİNLER....